Sosyal medyadaki 7 ölümcül günah

Sosyal medya sitelerini bireysel olarak kullanırken en çok hangi kritik hataları yapıyoruz? Bir şeye sinirlendiğimizde, işler kötü gittiğinde ya da bir mutlu anımızı başkalarına duyurmak istediğimizde sosyal medya sitelerinden duygularımızı paylaşıyor, resimlerimizi koyuyor, videolarımızı ekliyoruz. Peki bunları yaparken hangi hatalardan uzak durmalı?

 AÇGÖZLÜ DAVRANMAYIN

Sosyal medyadaki en popüler günahların başında açgözlülük geliyor. Her şeye anında yorum yapmak ve bunu sürekli sürdürmek takip edenleriniz tarafından çok da hoş karşılanmıyor. Özellikle Twitter gibi bir sosyal medya aracını kullanırken, sürekli kendimizle ilgili bilgiler verdiğimizi unutmamak lazım. Ve yorumlarımızı günde 100 kez tekrarlarsak akıllara pek çok soru takılabilir. Çok şey söylemek yerine, bildiğiniz ve gerçekten inandığınız, düşündüğünüz iletiler yazın. Aynı şekilde, her iletiye retweet yapmamaya özen gösterin. İş dünyasında yer aldığınızı ve ilişkilerinizi bu şekilde geliştirdiğinizi unutmayın. Facebook ve LinkedIn için de aynı şey geçerli. Aynı şehirde yaşamadığınız birini “event”lere çağırmamaya, alakasız konularda başkalarına yorum yapmamaya özen gösterin. Mesela, LinkedIn’e düğün davetiyenizi eklemeyin; burası sadece iş bağlantıları için kurulmuş bir platform.

AZ VE ÖZ TAKİPÇİNİZ OLSUN

“Hızla takipçilerinizi artırın!” Bu cümle Twitter dünyasındaki birçok insan için geçerli ama uzak durulması gereken bir düşünce. Bir düşünün, biri sizi takip etmeye başladı ve siz de bundan hoşnut oldunuz. Kısa bir süre sonra, o takipçinin şu iletisiyle karşılaştığınızda ne yaparsınız: “Takipçileri artırmak için hızlı ve otomatik bir yol buldum. Haydi şu siteye bir göz atın!” Bu yorum karşısında hala takipçinizi hoş karşılar mısınız? Aynı şekilde Facebook’ta da kabul edeceğiniz arkadaşlarınızı özenle seçmeniz, eklediğiniz kişinin kim olduğunu bilmeniz kritik öneme sahip. 

SADECE SANAL ORTAMDA OLMAYIN

Özellikle Twitter üzerinden sürekli konuşuyoruz. Peki bu konuşmayı neden yüzyüze de sürdürmeyelim? Sürekli konuştuğumuz bir insanla yarım saatliğine bile olsa yüzyüze görüşerek ilişkileri daha iyi geliştirebiliriz. Sadece sanal ortamda yaptığımız konuşmalara daha çok vakit ayırdığımızı düşünürsek, birebir görüşmeleri sürdürerek hem daha az zaman harcayıp hem daha derin ilişkiler kurmak mümkün. Facebook ve LinkedIn için de geçerli bu durum.

ÖFKENİZE YENİLMEYİN

Sosyal medya kullanırken herhangi bir olumsuz durumda tepki gösteriyoruz. Bu, sosyal medyanın en kötü yanı. Özellikle Twitter’da pek çok ileti sıkıcı ya da korkunç olabiliyor. Bu gibi durumlarda birine saldırmak ya da reaksiyon göstermek yerine sakin olmaya çalışın. Yazdıklarınızın sizin itibarınızı belirlediğini unutmamanızda fayda var. Konuşmalarınız gizli kalmayacağı için bir gölge gibi sizi takip de ediyor. Aynı zamanda dil bilginize ve imla hatalarına da dikkat edin.

HER DAVETE ATLAMAYIN

Size gelen her daveti, her organizasyona “Evet” demenize gerek yok. Bunda da seçici olun. Gitmeyeceğiniz bir şeye gidiyorum demekle bir kazanç sağlayamazsınız. Özellikle Facebook’ta fotoğraf paylaşırken seçici davranın, komik ya da imajınıza ters düşecek fotoğrafları koymaktan kaçının. Bikinili, açık ya da çok içkili bir halinizin tüm şirket arkadaşlarınız tarafından görülmesinin sizin için bir sakıncası yoksa, o başka tabi. LinkedIn’de de yine sadece onayladığınız arkadaşlarınız yer aldığı için işinizle ilgili yetenek ve becerilerinizi paylaştığınız bir sitede olduğunuzu da unutmayın. Özel hayatınıza dair yoğun bir bilgi bombardımanı her sosyal ağ sitesinde hoş olmayan şeyler yaratabilir.

GERÇEKÇİ OLUN

Sosyal medya sitelerinde her kesimden ve yaştan insana bu sitelerde rastlamak mümkün. Başkalarının olmadığını düşünerek hareket etmek anlamsız olacağı için kendiniz hakkında verdiğiniz her bilgiye dikkat edin. Mesela, bazı akıllı geçinen kadınlar bu siteler sayesinde kendisine çekici bir izlenim verdirtebiliyor. İlüzyondan uzak durun, gerçek fotoğraflarınızı ve bilgilerinize yer verin. Kendinizi başka göstererek sadece varolan bir durumu “o an” için kurtarırsınız, sonrasında ise elbette alay konusu olursunuz. Aman dikkat!

KENDİNİZDEN ÇOK BAHSETMEYİN

Peki şu anda ne biliyorsunuz? Bütün bu saydıklarımızı birbirine ekleyin. Kendinizden gurur duyacak çok şeyiniz var. Başarılarınız, çocuklarınız, ilgi alanlarınız... Yukarıdaki hataları yapmadan sadece kolay bir moderasyonla kendi imajınıza zarar vermeden sosyal ağlarda varlığınızı sürdürebilirsiniz. Nasıl mı? Kendiniz hakkında konuşurken aşırıya kaçmayarak, kendi başarılarınızı paylaşarak ve tabii bu yedi hataya düşmeyerek!

Yararlanılan kaynak: Fastcompany.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...