Şarkılarım bu yazın değil, yılların hiti olsun istiyorum

Yalın’ın son albümü “Ben Bugün” geçtiğimiz ay çıktı. Şarkıcı, ekonomik krizin müzik sektörünü çok etkilediğini, geçen seneye oranla konser sayısında gözle görülür bir azalma olduğunu söylüyor.Yeni şarkılarının bu yazın hiti olacağına dair yorumlarla ilgili de, “Önemli olan kalıcılık. Yazın da dinlensin, kışın da dinlensin tabi, ama tek dileğim yılların hiti olmaları” diyor.

Yaklaşık 5 yıl önce “Zalim” ile büyük bir çıkış yapmıştınız. Hatta klibiniz evlerimizin de bir parçası olmuştu!.. O günden bu güne hayatınızda neler değişti?

İlk çıkış döneminde, biraz daha ne olacağından habersiz, daha savunmasız ve daha her şeyi yaşamaya hazırdım. Şimdi daha çok kendimi savunabiliyorum. Tecrübe ettim çünkü birçok şeyi. Ama keyif aynı keyif, şu anda yaşadığım heyecanla, ilk günlerde yaşadığım heyecan arasında hiçbir fark yok. Her lansmanda birbirine çok yakın duygular yaşıyorum. Sadece ilk albümde yolun başında olduğum için daha rahattım. Şu anda özgürlüğüm biraz daha kırpıldı. Ama ne olursa olsun, geçen zamandan huzur duyuyorum.

İlk albümünüz çıkarken size bir imaj çizilmiş miydi? Uymanız gereken kurallar var mıydı?

Yok, hiç öyle bir şey olmadı. Sadece şarkıların gücüne inanıyordum. Bu yüzden ilk olarak insanların şarkılarımı tanımalarını istedim. Beni sonrasında nasıl olsa tanıyacaklardı. Bunun için radyolara isimsiz, simsiyah kapaklı CD’lerde şarkıları yolladık. Bu bizim stratejimizdi. Bana, yukarıdan biri, beğenmeyeceğim bir şeyi dayatamaz. Ben neysem, oyum; kalıplara girerek var olamam.

Son albümünüz “Ben Bugün” yeni çıktı. İstediğiniz geri dönüşü alıyor musunuz?

İstediğim ilgiyi almaya başladım. Bu, devam edecek bir süreç. Hedeflediğim şeye gidip gitmeyecek mi, diye bakmak lazım. Ama albüm çıktığı günden bu yana konser yapıyoruz. Albümdeki 5-6 şarkıyı insanlar ezbere biliyor. Bu iyi bir gelişme.

4 KIZIM OLSUN, DAHA NE İSTERİM
Aile kurmak, 4 çocuk isteği, kıskanç baba olacağınızdan bahsediyordunuz bir röportajınızda. Aile kurmak neden sizin için bu kadar önemli?

 Kocaman, güzel bir aile içinde büyüdüm. Kardeşim yok ama kuzenlerimle kardeş gibi büyüdük. Annemler 4 kız kardeşti. Hayatta birbirlerine tutunuşları, birbirlerine arka çıkışları, bizi bir arada ve gerçekten birer kardeş gibi büyütmeleri beni çok etkiledi. Aileyi ve ailenin değerini bilerek büyüdüm. Ben de bunu hayal ediyorum yani… Dört kızım olsun, sürekli bağırsınlar, cıvıl cıvıl onları dinleyeyim istiyorum. Çocuklarla aram da iyi. Rüyalarımda bir kız çocuğum olduğunu görüyorum. Ayrıca gittiğimiz her yerde en çok sesi benim ailem de çıkarabilir böylelikle! Bir İtalyan ailesi gibi kalabalık ve gürültülü olmanın neresi kötü ki?

“Kİ SEN”İ 15 DAKİKA DURMADAN SÖYLÜYORUM
Özellikle “Ki Sen” isimli parçanız çok sevildi. Yakın zamanda klip gelecek mi?

Enteresan bir durum yaşıyorum bu şarkı ile ilgili. Konserlerde 15 dakika hiç durmadan “Ki Sen”i söylüyorum. Bir kez söylüyorum, ardından bir kez daha istiyorlar. Dinleyicilere kalsa hep bu şarkıyı söyleyeceğim!.. Artık keselim, diyorum ve ancak o zaman başka bir şarkıya geçebiliyoruz. Albüm iyi başladı, iyi de devam edeceğe benziyor. Klip de gelebilir tabi… Henüz değil ama!

Bu yazın hitleri arasında sizin şarkılarınızın da olacağı söyleniyor. Böyle bir beklentiniz var mı?

 Şarkılarım sadece bu yazın hiti olacağına, yıllarca dinlensin isterim. Mesela, “Meleklerin Sözü Var”, “Sonsuz Ol” ve “Keşke” her yerde halen çalıyor. Yıllar onları eskitemedi. Önemli olan kalıcılık. Yazın da dinlensin, kışın da dinlensin tabi, ama tek dileğim yılların hiti olmaları.

KRİZ ÇIKTI, SADECE AKLI BAŞINDA KONSERLER KALDI
Ekonomik kriz müzik sektörünü de etkiledi. Sizi birebir etkiledi mi?

Etkilemez mi, tabi ki etkiledi. Her sektör gibi bize de yansımaları oldu. Artık yapımcılar yeni projelere çok fazla destek olmuyor. Çok cesur olamıyorlar. Geçen seneye oranla konserlerde bir düşüklük olduğu bir gerçek. Bizim sponsorumuz olduğu için, bizim çok bir derdimiz yok. Etraftaki saçma sapan, her yerde yapılabilecek konserler elendi, artık daha aklı başında konserler yapılıyor. Daha bilet satışına yönelik, daha düzgün işlerin yapıldığı konserlerin kaldığını düşünüyorum. Ama sektörde bir durgunluk olduğu gerçek.

 Artık teknolojinin gelişimiyle paralel şarkılar internetten kolaylıkla indiriliyor. İleride albüm yapmam, internetten yayınlarım, diyenlerden misiniz?

İnterneti kullanmamak delilik olur. Bu düşüncenin her sanatçıda olması gerekiyor. Ama bir de şu var: Sizi dinleyen kitle, bir kaset ya da CD elinde tutmak istiyor. O kutuyu çevirmek, sizin resimlerinizi bakmak istiyor. Bu duygusal bağlılıkla da ilgili. Bir şey dinleyeceksem ben de bunu istiyorum. O yüzden yüzde yüz CD işinden çıkılamaz, gibime geliyor. Ama single internet üzerinden yapılabilecek bir şey. Proje bazlı özellikle yapılabilir. Artık meraklısına satıyoruz CD’lerimizi!..

BIRAKTIĞIM TAT HEP AYNI
İlk albümündeki başarınızı hep devam ettirdiniz. Müzik tarzınızdaki tutarlılıkla mı ilgili bir durum bu?

Bu albümde farklı bir sound var; çünkü farklı biriyle, Alper Erinç ile çalıştım. Üç albümde başka bir ekiple çalışıyordum, şimdi ise başka bir ekiple çalışıyorum. Bu da diğer albümlere göre soundu etkiledi. Ama besteci ben olduğum için, ağızda bıraktığı tat yakın birbirine. Soundu ne kadar değiştirirsem değiştireyim, besteleri ben yaptığım için birbirine bir şekilde benzeyecektir. Çünkü benim sözcüklerim ve benim melodilerim söz konusu. Beş senedir de bu şekilde bestelerimi yapıyorum ve “Yalın Şarkısı” durumu hoşuma gidiyor.

ARKADAŞLARA X-RAY CİHAZI
Arkadaş seçimi sizin için ne kadar kolay? Nelere dikkat ediyorsunuz?

Son dönemlerde arkadaş seçmiyorum!.. Hep eski arkadaşlarımda birlikteyim, tek tük yeni arkadaşlar giriyor hayatıma, onları da deneme sürecinden geçirerek hayatıma alıyorum. X-Ray cihazından geçiriyorum her birini yani! Çok kolay değil çünkü, insanların neyi hangi amaçla düşündüklerini bilemiyorsunuz her zaman.
Bağırmadan şarkı söylediğinizi söylüyor pek çok kişi… Farklı bir sound düşünür müsünüz? Sertab Erener Demir Demirkan’la rock sound’unun ağır olduğu bir albüm basmıştı, mesela. Pop dışında olduğu için az da satmıştı… Siz de sırf kendi zevkiniz için böyle bir çalışma düşünür müsünüz?
 Neden olmasın? İnsanlar bazı zaman kendileri için de bir şeyler yapmalı. İlla da çok satacak diye bir şey yok. Ben de zamanı gelince kendimi mutlu etmek adına birkaç şarkılık bir şeyler yapabilirim. Belki de hiç tutulmaz… Bence insan kendini de mutlu etmeli. Bir şeyler denemek insana ayrı bir keyif veriyor.

 Her şarkıya bir klip dönemi bitti mi artık?

 Birincisi, her şarkıya bir klip dönemi yanlıştı, olmamalıydı. Çünkü her şarkıyla ilgili dinleyicilerin hayalleri vardır. Bu hayalleri, çekilen klipler insanın hayallerini yer yer yıkabilir. Yani iyi olsa da, kötü olsa da bu durum fark etmez. İlk duyduklarında kafalardaki hayallerin daha samimi ve daha değerli buluyorum. Bazı şarkıları kliplendirmeyip insanın hayallerine bırakmayı tercih ediyorum. Mesela, “Sahte”te öyle bir şarkı, “Meleklerin Sözü Var” da böyle bir şarkı. İnsanlar bu şarkıları öyle benimsedi ki, düğünlerde, özel günlerinde hep bu şarkılar çalsın istiyor. Onların hayallerine benim bir senaryo yazmama gerek yok.

 HAYATIMDA BİRİ VAR
Aşk hayatınız bir dönem Tuba Ünsal’ın gözyaşları demekti. Ne oldu da aşk hayatınız gözler önüne birden serildi? Bu durum, iş hayatınızı nasıl etkiledi?

Eskiden de hakkımda çok yazılıp çiziliyordu. Ama bir dönem bu haberler çoğaldı. Şimdi ise bu haberler daha normal yazılır çizilir bir hal aldı. Benim de istediğim şey, şu anki hali gibi devam etmesi. Tabi ki beni takip edenler ne yapıp ettiğimi bilmek istiyor, bu normal. Onlara da açıkladım; hayatımda biri var, dedim. Zaten bu kadar aşk şarkısı yazan bir adamın da aşık olmadan bunları yazması, olsa olsa samimiyetsizlik olur.

 Aklıbaşında bir duruşunuz var. Her zaman böyle kontrollü müsünüz?

 Evet, oto kontrolüm var. Her zaman görüştüğüm insanlarla dışarı çıkmayı tercih ederim. İş dışında gidilmesi gereken yerler var ve oralarda biraz da mecburiyetten bulunmam gerekiyor. Bu nedenle, biraz uzakta durup biraz da akışına bırakıyorum.

 Profesyonel hayatta çalışsaydınız ne yapmak isterdiniz?

 Hiç istemesem de profesyonel olurdum herhalde. Büyük bir şirkette iyi pozisyonları tırmanmaya çalışırdım. Hırslı olurdum tabi ama öncelikle bambaşka bir insan olarak doğmam gerekirdi. Ve bunun yanı sıra bir de müzikten hiç anlamamam ve yine ekonomi okumam gerekirdi sanırım. Açık söylemek gerekirse, müzikal kariyerim olmasaydı ne olurdu, diye düşünemiyorum bile!


TELEVİZYON AÇIK OLMADAN ASLA!..
Şarkılarınızı nasıl bir ortamda yaratırsınız, ya da asla yaratamazsınız?

Evimde olmam gerekiyor. Stüdyoda çok fazla bir şey yapamıyorum. Ama televizyonun açık olması gerekiyor. Ne olursa olsun, bulunduğum odada gürültülü olmalı. Mumları yakıp ayin şeklinde bir şeyler yaratamıyorum.

Bir süre Londra’da yaşadınız. Londra sizin için neden özel bir şehir?

Londra çok çok özel bir şehir… Çünkü kendine ait, özgürleştirici bir yanı var. Yaklaşık bir sene orada okudum. Hem yeni şarkılar yazmak, hem de kalan derslerimi bitirmek için gitmiştim. İyi bir deneyim oldu. Üçüncü albümdeki şarkıların çoğunu orada yazdım. Ve Londra her şeyden önce ilham veren bir şehir. Oradayken en çok özlediğim şeylerin başında da zeytinyağlı yaprak dolması geliyordu!

 Konserleriniz ne zaman başlıyor?

15 Temmuz’da Fuar Açıkhava’da, 17 Temmuz’da Antalya Ally’de, 18 Temmuz’da Bodrum Kale’de, 20 Temmuz’da Altınoluk Antik Tiyatro ve son olarak da 18 Ağustos’ta Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda konserlerimiz olacak. Hepinizi bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...