
Köşenizi epey zamandır takip ediyorum, kocaman bir adam olarak canladırmıştım kafamda, resminizi gördüğümde çok şaşırdım. 25 yaşında tarihi, siyasi ve sosyolojik olguları bu kadar “net” birbirine bağlamanın sırrı nedir, bizimle paylaşır mısınız?
Eğer yaratıcı bir alanda; yazıyla, çizgiyle ya da sinemayla uğraşıyorsanız kendi alanınızdaki yetkinliğiniz dışında bir dünya görüşü işinizin parçası oluyor. Yaşım çok genç sayılmaz aslında, ama gençliğin sosyal alanlarda kendiliğinden bir merak duygusuyla yetişmiyor olmasından kendilerinin değil önceki nesillerin sorumlu olduğunu düşünüyorum. Bir de benim yaptığım iş, net çözümler sunmaktan çok, kafaları biraz daha karıştırmakla ilgili olabiliyor kimi zaman.
Çizme sevdanız ne zaman başladı? Birilerinin kapısını çaldınız mı?
Tam olarak ne zaman başladım bilmiyorum, ama çizer bir çocuktum, çizer bir yetişkin oldum. Kendi kendimi eğleyerek devam etti çizme sevgisi, birçok insandan birçok şey öğrendim, çizdiklerimi onlara göstererek oldu bu.
Tam olarak ne zaman başladım bilmiyorum, ama çizer bir çocuktum, çizer bir yetişkin oldum. Kendi kendimi eğleyerek devam etti çizme sevgisi, birçok insandan birçok şey öğrendim, çizdiklerimi onlara göstererek oldu bu.
Köşenizin ismi “Her şey olur”. Bu “her şey”in içinde sahiden mi her şey var yoksa sadece sizin ilgilendiğiniz şeyler mi var?
Her şeyin içinde birçok şey var, bu biraz da köşenin, çizginin ve anlatım yöntemlerinin sürekli değişebileceğine dair bir işaret. Olup biten her şeyin sonsuz olasılıklarına ek olarak bunların okuma biçimleri, ya da size verilen dar kalıplar içerisinde kendi içinizde ne kadar farklılaşabileceğiniz üzerine de değerlendirmeleri içinde barındırıyor.
Her şeyin içinde birçok şey var, bu biraz da köşenin, çizginin ve anlatım yöntemlerinin sürekli değişebileceğine dair bir işaret. Olup biten her şeyin sonsuz olasılıklarına ek olarak bunların okuma biçimleri, ya da size verilen dar kalıplar içerisinde kendi içinizde ne kadar farklılaşabileceğiniz üzerine de değerlendirmeleri içinde barındırıyor.
HER ŞEY OLUR ALMANAĞI ANDIRIYOR Kitabınız yeni çıktı. Nasıl karar verdiniz çalışmalarınızı kitaplaştırmaya?“Her Şey Olur”, yapısı gereği her hafta birer birer dergide yayınlandığı için daha fazlasını vaat ediyordu. Çizmeye başladıktan bir iki yıl sonra Penguen’de çıktığı tarihte o hafta olan biten her şeyi özetleyen köşeler bir araya geldiğinden, bütün bir ayı, mevsimi hatta yılları anlatan ve almanağı andıran biçimiyle bambaşka bir işleve hizmet eden bir halde düzenlenmesi aklıma yatmıştı. Gelip geçici köşeler böylelikle bir araya geldiklerinde toplamlarından daha değerli bir şey olarak ortaya çıkabilirdi; bütünsel bakılabilecek ve tekrar incelenebilecek bir arşiv şeklinde. | ![]() |
“Ben çizginin içindeki incelikleri, bütünü oluşturan minik parçaları ve ayrıntıları çok seviyorum” diyorsunuz. Bu detayları sevmede neyin etkisi oldu?
Çevremizdekileri anlamamıza ve sevmemize ya da sevmememize yol açan, ilk bakışta gözden kaçan ayrıntılar, “bu küçük şeyler”dir. En azından benim için bu böyle. Bir romana, filme ya da karikatüre de çoğunlukla bu gözle bakıyorum. Bu hem işin titizliğiyle hem de içindeki ince zekayla ilgili fikir verici oluyor. Çizgi de bu gibi ayrıntılar üzerine koca bir alem kurmak için en iyi araçlardan biri.
Çevremizdekileri anlamamıza ve sevmemize ya da sevmememize yol açan, ilk bakışta gözden kaçan ayrıntılar, “bu küçük şeyler”dir. En azından benim için bu böyle. Bir romana, filme ya da karikatüre de çoğunlukla bu gözle bakıyorum. Bu hem işin titizliğiyle hem de içindeki ince zekayla ilgili fikir verici oluyor. Çizgi de bu gibi ayrıntılar üzerine koca bir alem kurmak için en iyi araçlardan biri.
Penguen’de olmak, orada çizmek bir çizere ne katıyor?
Ben topyekün bir anlatım dilini dergide keşfettim. Sonradan bu dil evrimleşerek, yaptığım sergileri, kitapları ve bir yığın başka şeyi oluşturdu.
Ben topyekün bir anlatım dilini dergide keşfettim. Sonradan bu dil evrimleşerek, yaptığım sergileri, kitapları ve bir yığın başka şeyi oluşturdu.
![]() | SELÇUK ERDEM, UZAK KAHRAMANIMDI Selçuk Erdem’in hem editörünüz hem de arkadaşınız olduğunu söylüyorsunuz. Penguen’le mi başladı dostluğunuz?Daha ben ortaokuldayken o, sırrını çözemediğim uzak kahramanlardandı. Şimdi çevremde fikrine en güvendiğim insanlardan birisi. İlk kitabım onun yazdığı ilk önsözle yayınlandı, çok da güzel oldu. Teknolojiyle aranız nasıl? Son dönemin popüler deyimiyle “sosyal medya”yı kullanıyor musunuz?Elimden geldiğince. Bir yandan da daha fazla ağa bağlanmaktan kaçıyorum olabildiğince. |
Siyasetçilerin karikatür dergilerine ayrı bir antipatisi var. Para cezalandırmaları, sözlü korkutmaya yönelik sözler, vs. Siyasetçilerin karikatüristlerden korkmasının altında ne yatıyor?
Bunu siyasetçilere sormanızda yarar var. Mizah kültürünü, mizah dergisi geleneğini tanımamakla, kötücül bir odak olarak görmekle de ilgili bir algı. Bir de bu ülkede muhalif olmanın, çoğu zihinde olumsuz anlamları var. Müzmin muhalif denilince aklımıza Woody Allen değil de Deniz Baykal geliyor nedense.
Bunu siyasetçilere sormanızda yarar var. Mizah kültürünü, mizah dergisi geleneğini tanımamakla, kötücül bir odak olarak görmekle de ilgili bir algı. Bir de bu ülkede muhalif olmanın, çoğu zihinde olumsuz anlamları var. Müzmin muhalif denilince aklımıza Woody Allen değil de Deniz Baykal geliyor nedense.
“Apayrı bir yetenek. Böylesi milyonda bir gelir dünyaya” diye bir entry var Ekşi Sözlük’te. Bu genç yaşınızda sizinle ilgili bu kadar “iyi” şeyleri okumak sizi nasıl etkiliyor?
Sözlüklerde herkes hakkında böyle bir yorum okuyabilirsiniz, eyvallah derim. “Bitse de gitsek” minvalinde yazanlar da var. Sürekli “hakkımda neler yazılıyor” diye düşünürseniz kendinizi kaybederseniz bu iş sizin açınızdan tehlikeli olabilir!
Sözlüklerde herkes hakkında böyle bir yorum okuyabilirsiniz, eyvallah derim. “Bitse de gitsek” minvalinde yazanlar da var. Sürekli “hakkımda neler yazılıyor” diye düşünürseniz kendinizi kaybederseniz bu iş sizin açınızdan tehlikeli olabilir!
Örnek alıyorum dediğiniz isimler var mı?
Saymakla bitmez.
Saymakla bitmez.
Cem Dinlenmiş’in enleri
En güldüğünüz çizer / tip: Mustafa Satıcı / Baltalı İlah
En sevdiğiniz yazar: İhsan Oktay Anar
Ülke gündemine dair “en bitmek bilmez” konu: Her şey… Özgürlükler, türban...
“En üstü kapatılan” gündem konusu: Arsız, namussuz kentsel dönüşüm
“En çok” malzeme veren siyasetçi: Mesut Yılmaz? Şaka şaka!..